hayal etmek - Türkisch Englisch Wörterbuch

hayal etmek

Bedeutungen von dem Begriff "hayal etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hayal etmek imagine v.
Imagine if men in Europe earned 25 per cent less than women.
Avrupa'da erkeklerin kadınlardan yüzde 25 daha az kazandığını hayal edin.

More Sentences
General
hayal etmek fantasize v.
Sami fantasized about killing his wife.
Sami karısını öldürmeyi hayal ediyordu.

More Sentences
hayal etmek imagine v.
We can all imagine how immense the consequences of that would be.
Bunun sonuçlarının ne kadar büyük olacağını hepimiz hayal edebiliriz.

More Sentences
hayal etmek dream v.
Well then, if you, with your imagination, could manage to dream something up, we would be truly delighted.
O halde, hayal gücünüzle bir şeyler hayal etmeyi başarabilirseniz, gerçekten çok memnun oluruz.

More Sentences
hayal etmek fancy v.
The United States fancies itself the world's freest nation.
Amerika Birleşik Devletleri, kendisini dünyanın en özgür ülkesi olarak hayal ediyor.

More Sentences
hayal etmek image v.
I could not image how cruel he was at that time.
Ben onun o zaman ne kadar acımasız olduğunu hayal edemiyordum.

More Sentences
hayal etmek shadow v.
hayal etmek picture v.
hayal etmek conjure up v.
hayal etmek picture to oneself v.
hayal etmek fantasise v.
hayal etmek think v.
hayal etmek wis [obsolete] v.
hayal etmek depicture v.
hayal etmek conceit [obsolete] v.
hayal etmek feature v.
hayal etmek phantasy v.
Archaic
hayal etmek devise v.
hayal etmek feign v.

Bedeutungen, die der Begriff "hayal etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 58 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
(birini/bir şeyi) hayal etmek dream about (someone or something) v.
Israel could never dream about having a similar one in the future.
İsrail gelecekte bir benzerine sahip olmayı asla hayal edemez.

More Sentences
(birini/bir şeyi) hayal etmek dream of (someone or something) v.
I dream of a world governed by international law, based on cooperation between all States, large and small.
Uluslararası hukuk tarafından yönetilen, büyük küçük tüm Devletler arasında işbirliğine dayalı bir dünya hayal ediyorum.

More Sentences
Colloquial
(birini bir şey yaparken) hayal etmek picture (one) (doing something) v.
I can't picture myself as a father.
Kendimi bir baba olarak hayal edemem.

More Sentences
General
olarak hayal etmek make believe v.
hayal inşa etmek imagineer v.
birisini bir başkasıymış gibi düşünmek/hayal etmek envision someone as someone else v.
doktor olmayı hayal etmek dream of becoming a doctor v.
yeniden hayal etmek reimagine v.
bir şeyden şikayet etmek (hayal kırıklığına uğramış olduğundan) bemoan v.
sevinçle hayal etmek cherish v.
Phrasals
tasavvur/hayal etmek conceive of (someone or something) as (someone or something) v.
tasavvur/hayal etmek conceive of someone or something as someone or something v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek envisage (someone or something) as (something) v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek envisage someone or something as someone or something v.
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek feature someone as something v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize someone or something as someone or something v.
birini/bir şeyi olduğundan faklı hayal etmek envisage (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak hayal etmek envisage someone or something as someone or something v.
birini bir şey olarak hayal etmek feature someone as something v.
birlikte/bir arada hayal etmek put together v.
farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in (something) v.
belli bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in (something) v.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek superimpose (someone or oneself) on (someone or something) v.
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerinde hayal etmek superimpose (someone or oneself) onto (someone or something) v.
hayal ettiği şeyin simülasyonunu tecrübe etmek live out v.
hayal edilen, planlanan, istenen bir şeyi yaşamak/gerçekten tecrübe etmek live out v.
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture (someone or something) inside of (something) v.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) inside of (something) v.
(birini/bir şeyi) başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture (someone or something) in (something) v.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) in (something) v.
birini başka bir şeyin içerisinde hayal etmek/düşünmek picture someone in something v.
birini kıyafetler içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something v.
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something v.
(birini/bir şeyi) bir şey olarak tasavvur/hayal etmek conceive of (someone or something) v.
olarak tasavvur/hayal etmek conceive of as v.
birini/bir şeyi hayal etmek conjure someone or something up v.
bir şey yapmayı hayal etmek dream of doing something v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek envision (someone or something) as (someone or something else) v.
birini bir şey giyerken düşünmek/hayal etmek feature someone in something v.
birini bir kıyafet içinde hayal etmek/düşünmek feature someone in something v.
birini bir yerde düşünmek/hayal etmek feature someone in something v.
bir şeyin içinde hayal etmek/düşünmek feature someone in something v.
olarak hayal etmek/düşünmek/görmek feature as v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek imagine (someone or something) as (someone or something) v.
olarak hayal etmek imagine as v.
(birini bir şey) olarak hayal etmek picture (one) as (something) v.
olarak hayal etmek picture as v.
farklı bir şekilde hayal/tasavvur etmek recast in v.
olarak hayal etmek see as v.
(bir şey) olarak hayal etmek see as (something) v.
(bir şeyin) ötesini/ilerisini tahmin etmek/hayal etmek see beyond (something) v.
(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek see beyond (something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize (someone or something) as (something) v.
olarak görmek/düşünmek/hayal etmek visualize as v.
Idioms
olmayacak şeyleri bile düşlemek/hayal etmek cast beyond the moon v.
sırt üstü yatıp ingiltere'yi hayal etmek lie back and think of england v.
başkası/başka bir şey olarak düşünmek/hayal etmek envision as else v.
Psychology
tekrar hayal etmek redream v.